Bebeklerde Astım, hastalığının belirtileri tekrarlayan ya da sürekli olarak beliren öksürük ve hırıltılı solunumdur. Bebeklerde yaşamın ilk yılında viral enfeksiyonların oluşması astım hastalığına çok benzeyen bir tabloya sebep olurlar. Bunlardan biri, daha çok 3 aylık olan bebeklerde özellikle de kış aylarında görülen ve RSV adı verilen bir virüsün sebep olduğu bir bronşit türü astım hastalığıdır. Daha sonraki zamanlarda bu belirti bebeklerin %50'sinde tekrarlayan öksürük ve hırıltılı solunum krizleri olarak ortaya çıkar. Bir de rinovirus adı verilen başka bir etken, tekrarlayıcı hırıltılı solunum krizlerine neden olur. Bebeklerde astım genel itibariyle %90 oranında alerjik kökenli olmaktadır. Ev içi alerji yapıcı maddelerin bronşlarda meydana getirdiği aşırı hassasiyet, soğuk hava, solunum yolu enfeksiyonları, kimyasal kokular, hava kirliliğine maruz kalınması ve sigara dumanı gibi uyaranlarla temas sonucu bebeklerde astım belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olur. Bunun yanı sıra alerjik olunan maddeye bir anda aşırı maruz kalmak da öksürük belirtisi, hırıltı, nefes darlığı belirtilerine neden olabilir. Bebeklerde astım, erişkinlerde olduğu gibi farklı tablolarda karşımıza çıkmaktadır. Hayatın ilk yıllarında viral solunum yolları enfeksiyonuna bağlı olarak ve yiyeceklere bağlı astım krizleri daha sık yaşanırken, daha büyük çocuklarda solunum yoluyla alının alerjen maddeler, soğuk, egzersiz gibi faktörlerin astım belirtilerine neden olma şansı daha yüksektir. Bazı bebeklerde astım çok tipik belirtiler verirken, bazen de sadece kuru öksürükle kendini belirten astım krizleri yaşanabilir. Ağır astım krizine giren küçük bebeklerin çoğunda birkaç gün öncesinden üst solunum yolları enfeksiyonu belirtileri yaşanır. Enfeksiyonların sebep olduğu astım krizleri, egzersiz ya da alerjenlerin sebep olduğu astım krizlerine göre daha ağır seyreder ve tedavisi de daha zordur.

Bebeklerde astım tanısı koymada en değerli tanı aracı şikâyetlerin hikayesi olmaktadır. Öksürük belirtisi, hırıltı ve hışıltı ya da nefes darlığı belirtilerinin oluşması bu belirtilerin bronş acıcı tedavisiyle ya da kendiliğinden kaybolması fakat bir süre sonra tekrar belirmesi ön planda astımı düşündürecektir. Uyuduktan sonra ya da sabaha karşı yaklaşık 30 dakika süreyle devam etmekte olan ve bronş genişletici ilaçlara olumlu tepki veren öksürük belirtileri aksi ispat edilene kadar astım kabul edilmektedir. Doktor kontrolünde akciğerlerde bronş daralmasına ait bulgular gözlenmesi de bu tanıyı desteklemektedir. Astımlı bebekler genel olarak daha zayıftırlar. Fakat, kortizona bağımlı çok ağır astımlı bebeklerde büyüme geriliği yaşanabilir. İyi tedavi edilmeyen ve bebeklik döneminin ilk yıllarında ağır belirtiler oluşturan astımlı bebeklerde göğüs kafesinde şekil bozuklukları meydan gelir. Göğüs önünde ve göğüs arka kısmında artma ve alt kaburgalarda içeriye çekilme görülür. Bebeklerde astımın tedavisinde eğitimin büyük önemi olmaktadır. Astım krizine sebep olan faktörler, kriz esnasında yapılacak uygulamalar ve krizin durumunun nasıl belirleneceği anneye öğretilmesi gerekir.

Bütün alerjik hastalıklarda olduğu gibi astımda hastalığı da birinci basamak tedavide alerjik olunan maddeden uzak durmak gerekir. Uygun öneriler doğrultusunda alınacak çevre tedbirleriyle hastalık belirtilerinin ve bronşlardaki aşırı duyarlılığın belirgin olarak azalması mümkün olacaktır. Çevre önlemlerinin yeterli olmadığı taktirde bebeklerde astım belirtisinde ilaç tedavisinin uygun görüldüğü vakit hava yoluyla akciğerlere çekilen bronşları tedavi eden sprey şeklindeki ilaçların kullanımı gerekmektedir. Bu ilaçlar, alerjinin oluşturduğu bronş hassasiyetini azaltır ve astım ataklarını önleyici ilaçlar ve sadece hastalık alevlenmeleri esnasında kullanılan bronş gevşetici ilaçlar olarak kullanılır.